Mühim işlerimizi tehir etmeyi severiz. Bazılarımızda bu, tembellikten ve ihmalden ziyade mükemmeliyet aşkıdır. O işi ehemmiyeti nisbetinde muhtaç olduğu geniş zamana bırakırız.
Yaşadıkça anlarız ki ne yapmak istiyorsak, ne yapabileceksek şimdiden başlamalıyız.Ancak "şimdi"ye hakimiz. Hayat birbirinin peşi sıra geçen "şimdi"lerin yekunudur. Her kaybolan "şimdi", bir daha gelmemek üzere geçip gitmiştir ve "şimdi"yi anlamayan, hayatı anlamaz.
"şimdilik durmak" değil, "şididen başlamak" gereklidir.
"şimdi"ye hürmet edelim. Şimdi ne yapıyorsunuz, ne ile meşgulsünüz? bütün imkanlar "burada"dır. Muhakkak olan şey, yalnız bu andan ibaret. Projelerimizi geciktirmeyelim.Şu an bizim midir, boş muyuz? Şimdi başlayalım. Yarının "şimdi"leri, bu anın "şimdi"si kadar muhakkak değildir.
Bu dünyada az-çok bir şey yapmış olabilenlerin hepsi, "şimdi"yi keşfetmiş insanlardır. Anın kıymetini bildiler, zaman denilen şeyin yalnız "şimdi"den ibaret olduğunu anladılar.
En mühim işimiz olan \'nefes alma\'yı tehir etmediğimiz ve "şimdi" yaptığımız gibi.
Her "şimdi"nin içinde bir fırsat gizlidir. Boşuna geçen "şimdi"ler, kaçırılmış fırsatlardır.Her gece kendi kendimize soralım:
"Kimbilir bu gün kaç şimdi kaybettim!"
Peyami Safa